fakat yeni girdiğimiz yirmi birinci yüzyılın barbarlıkta geçen yüzyılı kesinlikle
gölgede bırakacağı daha şimdiden belli oldu. Dünyayı savaşın eşiğinde yönetmeyi
başlıca politik yol belleyenlerin bu noktada seçtikleri birkaç model ülke varsa,
bunların biri Irak, diğeri Afganistan, bir diğeri de Çeçenistandır.
Çeçen direnişçileri İslami fundamentalizmin bir kalesi midir, bir zamanlar
sosyalist SSCBnin parçası olan Çeçenistandaki savaş bir ulusal kurtuluş
hareketini mi temsil etmektedir, yoksa Çeçenlerin bütün dertleri sadece
Şeyh Şamilden beri âdet edindikleri üzere Rusyaya kafa tutmak mıdır?
Çeçenlerin ilk cumhurbaşkanı Cohar Dudayev, ikinci cumhurbaşkanı
Aslan Mashadov, eylemleriyle dikkatleri üstüne toplayan, Che hayranı gerilla
komutanı Şamil Basayev ve onun yanındaki Ürdünden ithal komutan Ebu Hattab, Yeltsinin parlamentosunda başkan olan Ruslan Hasbulatov; kimisi eski Kızıl Ordu
generali, kimisi SSCB hükümetinde bakan olan, bunlarla birlikte binlerce
evladıyla kardeşini kirli bir savaşa kurban veren yüz binlerce sıradan insan, sekiz yılı aşkındır ülkelerini harabeye çeviren bu savaşta neyin peşindeler?