Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra-mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim
Şahdamarım...
Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra-mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim
Şahdamarım...
Kategori |
Şiir |
---|---|
Cilt Türü | Karton Kapak |
Basım Tarihi: | Kasım 2005 |
Basım Yeri: | İstanbul |
Baskı Sayısı | 5 |
Ebat: | |
Dil: | Türkçe |
Kâğıt Türü: | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı: | 80 |
ISBN: | 975-289-103-9 |
Yazar hakkında haber bulunamadı.
Doğumu: 21 Nisan 1927, Diyarbakır Ölümü: 2 Haziran 1991, Ankara
İlk ve orta öğrenimini Diyarbakırda tamamladı. Güneydoğunun aşiret yapılanması içerisinde büyüdü. Diyarbakır Lisesini bitirdikten sonra AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. 1950 yılında TCKnın 141. maddesine aykırı görüş ve eylemleri olduğu iddiasıyla tutuklandı. Öğrenimi yarıda kaldı. Serbest bırakılınca bir süre plân kopyalama teknisyeni olarak çalıştı. 1952de bu kez gizli örgüt kurma iddiasıyla tutuklandı. İki yıl hüküm giydi. Cezaevi sonrası Ankaraya yerleşti. Çeşitli gazete ve dergilerin teknik işlerinde çalıştı. Emekli oldu. Şiirleri İnkılapçı Gençlik, Yeryüzü, Seçilmiş Hikâyeler, Yeni Ufuklar, Papirüs gibi dergilerde yayımlandı. Güneydoğu insanının acılarını, dertlerini anlattığı lirik şiirleri geniş bir kabul gördü. Toplumcu gerçekçi akım içinde yer aldı. Özgün bir şairdi. Tek şiir kitabı defalarca basıldı.
Eserleri
Şiir: Hasretinden Prangalar Eskittim (1968), Yurdum Benim Şahdamarım (2003) MEKTUP: Cemal Süreyaya Mektuplar (1993) Şiire lise sıralarında Haşim, Tanpınar, Tarancı gibi şairlerin etkisinde başlamıştı. 1950lere doğru Nazım Hikmet çizgisine geçerek toplumsalcı bir havaya girdi. Ne var ki yetişme yıllarından gelen güneydoğu havası, türküler, ağıtlar, masallar onu bambaşka bir bireşime taşıdı. Dergilerde çıkan az sayıda şiiri ilgileri üstüne çekmesine yetti. Cezaevi sonrası Ankara gazetelerinin teknik işlerinde çalışırken şair olarak yeraltında saklanır gibiydi. Şiirlerini kesinlikle ortaya çıkarmıyor, yayımlanmalarına izin vermiyordu. 1960larla gelen özgürlüğe de güven duymadı. Çeşitli dergilerde daha önce çıkmış bazı şiirlerini, 1967de Soyut dergisi yöneticileri topluca bastılar. Bunun üzerine ertesi yıl şairin izniyle kitabı yayımlanarak büyük bir ilgi gördü. Ama bunu başka kitaplar izlemedi. Ahmed Arif artık şiir yazmıyordu. Gazetecilikten emekli olduktan sonra da ortalara çıkmadı. (Memet Fuat, Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, 2. c., s. 649)
Henüz hiç yorum yapılmadı.