Herhangi bir Hintli çocuk için sıradan sayılacak, Tanrıya ve dine, aileye, kadına ve çocuk yetiştirmeye bakış açısı, günlük yaşam biçimleri, yemekleri, giysileri, ibadet anlayışları, hayvanlar ve doğa ile ilişkileri alışık olduğumuz yaşamdan ve kültürden oldukça farklı ve bir o kadar da benzer...
Hindu Söylenceleri, Batının egemen olduğu, zorunlu küresel bakış açımıza yeni bir açı, bir mola, hatta rahat bir soluk... Özellikle tohumumuzun Anadolu topraklarına ekildiği bizler için, kendimizi anlama çabamıza katkıda bulunacak kayifli bir serüven. Kendini, maddeciliğe karşı bunca zamandır eğrisiyle doğrusuyla da olsa aramak, maddeye önem veren Batıdan ruha önem veren Doğuya bir geçit.
Bu geçit içinde biz, Türkiye insanı olarak, tam ortada sayılabilecek bir yerde duruyoruz. İrlandalı Rahibe Nivedita, kendine fiziksel olarak da çok uzak bir kültüre Batı kültürünü, tarihini ve mitolojisini karşılaştırmayı başarabilmiş. Bizim, bir elimizin ucunda olan bu uygarlıkla benzerlikler bulmamız çok kolay olacaktır. Bu bize, belki de kökü aynı olan bir ağacın dalları olduğumuzu anımsatacaktır. Ortada durmanın ortada kalmak olmadığını, dengenin merkezi olma gibi bir şansı doğal olarak elimizde tuttuğumuzu söyleyecektir.